Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
EKONOMİ HABERLERİ
02 Mart 2008
|
|
Emekli aylığı alt sınırı 203 YTL'ye düşüyor
|
|
|
|
|
|
Milletvekillerine avantajlar getirdiği için eleştirilen Sosyal Güvenlik Tasarısı, toplumun büyük kesimi için dezavantajlar içeriyor.
20'si geçici olmak üzere 129 maddeden oluşan tasarıya göre, Emekli Sandığı çalışanları emekli aylıkları açısından kayba uğramıyor. Ancak tasarı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alt sınır aylığında düşüş öngörüyor. Mevcut uygulamaya göre SSK ve Bağ-Kur'da alt sınır aylığı 540 YTL. Yeni uygulamada alt sınır aylığı 203 milyona düşecek. 2016 yılından sonra emekli aylıkları, bugüne oranla yüzde 30 oranında daha az olacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 16 maddesi kabul edilen tasarıyı, Hürriyet için analiz eden Türk-İş uzmanlarının dikkat çektiği diğer bazı noktalar şöyle:
HAK EDENLER ETKİLENMİYOR: Emekliliği hak edenler, Emekli Sandığı çalışanları, aylık bağlanması bakımından bu yasadan hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyecekler. Bu kişiler, çalıştıkları yıl arttıkça maaşları da aynı oranda artacak. Ancak ilk kez sigortalı olacaklar ile 2016'dan sonra emekliliğini hak edeceklerin maaşları, şimdikine oranla daha düşük olacak. Bu kesimdekiler, hem güncelleştirme katsayısı hem de aylık bağlama oranı yönünden "reel olarak" kayba uğrayacak.
HEMEN ETKİLENECEKLER: İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş görmezlik aylığı almaya hak kazananlar bakımından yaşanacak olumsuzluk ise hemen kendini gösterecek. 31 Temmuz 2008'de iş kazası veya meslek hastalığı yüzünden yüzde 25 oranında sakat kalan biri, eğer bin YTL maaş alıyorsa sürekli iş göremezlik aylığı olarak 420 YTL bağlanacak. Ancak yasanın yürürlüğe gireceği 1 Ağustos 2008'de aynı duruma düşen birine ise 156 YTL maaş bağlanacak.
MEVCUT UYGULAMA: Mevcut 506 sayılı kanunda, güncelleme katsayısı her yıl için "Yıllık tüfe+kalkınma hızının yüzde 100'ü" oranında belirleniyor. Tasarı yasalaştığında, "Yıllık TÜFE+kalkınma hızının yüzde 30'u" formülüyle belirlenecek.
Yeni yasa mevcut çalışana dokunmaz
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Mevcut kamu çalışanları yeni Sosyal Güvenlik Yasası'ndan hiç etkilenmeyecek. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra çalışmaya başlayan kamu görevlileri yasaya tabi olacak. SSK ve Bağkur'luların bugüne kadar ki haklarının hepsi güvence altında olacak, bundan sonraki çalışamaları mevcut yasaya tabi olacak. Yeni yasa yeni yüzlerle yüzleşecek" dedi.
İkinci işte çalışan Bağ-Kur emeklisine yeni düzenleme
SOSYAL Güvenlik Reformu'yla ilgili tasarının son halinde Bağ-Kur emeklisi olup da çalışan kişi ilk yıl yüzde 12, daha sonra yüzde 13 olmak üzere en fazla yüzde 15'e kadar kesinti yapılacak. Emekli olup SSK'ya tabi çalışanlardan yüzde 33.5 kesinti yapılması öngörülürken, bu oran sendikaların bastırması üzerine 2.5 puan düşürülerek yüzde 31'e indirildi. Yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk kez sigortalı olanlar ise çifte maaş alamayacak.
|
03 Mart 2008
|
|
Enflasyon canavarı geri döndü
|
|
|
|
|
|
Şubat ayı enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerinde çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre, tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.29, üretici fiyatları (ÜFE) ise yüzde 2.56 oranında arttı. Piyasa beklentileri ise yüzde 0.50 seviyesindeydi.
Şubat ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 9,10, ÜFE'de yüzde 8,15 oldu. İki aylık dönemde de TÜFE yüzde 2.11, ÜFE yüzde 3.0 olarak kaydedildi.
|
|
05 Mart 2008
|
|
Ekmeğe yüzde 25 zam geliyor
|
|
|
|
|
|
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, maliyetlerdeki artışlar nedeniyle esnaf odalarına yeni maliyetler ve fiyat tarifelerinin gönderildiğini, onaylandığı gün daha önceden aldıkları kararın uygulamaya konulacağını, zam oranının yüzde 25'i geçmeyeceğini söyledi.
Balcı, Federasyon Genel Merkezi'nde bazı oda başkanlarının da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Ocak ayında 38-40 YTL olan un fiyatının Şubat ayı sonunda 45-46 YTL olduğunu belirten Balcı, bunun fırıncı esnafını zora soktuğunu, bunun üzerine olağanüstü toplanarak federasyonun yönetim ve denetim kurulu üyeleriyle birlikte değerlendirme yaptıklarını anlattı.
Balcı, un fiyatlarının 38-40 YTL arasında seyrettiğini, bugünkü rakamlara göre ekmeğin kilogram fiyatının 2,5 YTL olması gerektiğini öne sürerek, bunun da önceki rakamlara göre yüzde 25 fiyat artışını zorunlu kıldığını savundu.
Girdilerin bu boyutta kalması halinde 2008 yılını yüzde 25 artışla tamamlamak hedefinde olduklarını kaydeden Balcı, un fiyatları 45 YTL'nin üzerine çıktığı takdirde konuyu hükümet nezdinde görüşeceklerini söyledi.
2008 yılında ekmekte uygulanacak fiyat artışının yüzde 25'le sınırlı kalması için gerekenin yapılacağını kaydeden Balcı, “Ekmek fiyatı üzerinden kimsenin felaket tellallığı yapmasına gerek yoktur. Bu konuda tek yetkili merci fırıncılar federasyonu ve odalarımızdır” diye konuştu.
Bir gazetecinin, “Önceki basın toplantınızda yüzde 20-25 oranında zam yapılabileceğini söylemiştiniz. Şu anda ise (un fiyatları arttı zam yapıyoruz) diyorsunuz. Bunun kararını zaten önceden almıştınız?” sözleri üzerine, şöyle konuştu:
“Şu anda un fiyatlarında olağanüstü bir artış söz konusu. Bu konuda herkesin açıklaması var. Biz de federasyonumuzun bu yöndeki kararını açıklıyoruz. O zaman dediğimiz geçerlidir diyoruz. Un fiyatları 3-4 lira daha artmıştır ama bizim artışımıza bunu yansıtmamızın şu an söz konusu olmadığını, daha yükselme olursa bunu ekmeğe yansıtmadan hükümet nezdinde görüşme yapacağımıza yönelik kararı açıklıyoruz.”
“Bu artış ne zaman olacak?” sorusuna ise Balcı, “İllerde bu uygulama başladı. Periyodik olarak iller kendi maliyet tablosunu yaparak, esnaf odaları birliğine, ilgili kuruma müracaat ederek, fiyatlarını aldığı gün uygulamaya koyuyor” yanıtını verdi.
Ekmeğin gramajının en az 300 gram olması yönündeki tebliğin hatırlatılması üzerine Balcı, bunun ekmekteki kalitenin artmasını sağlayacağını, kaliteyi yükseltmek yönündeki her çalışmada imzalarının olacağını, bu konuda esnaf aleyhine bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Balcı, 300 gram ekmeğin kilogramı 2,5 YTL üzerinden fiyatlandırılırsa bunun 75 YKr'ye tekabül ettiğini de sözlerine ekledi.
|
08 Mart 2008
|
|
Yattık 2 bin dolar zengin kalktık
|
|
|
|
|
|
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) güncellenen verilerine göre, 2006 yılı için 576 milyar YTL olan gayrısafi milli hasıla yüzde 31,6 artışla 758 milyar YTL'ye ulaştı.
Türkiye'nin daha önce 576.3 milyar YTL olarak açıklanan cari fiyatlarla 2006 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) hesaplama yönteminde yapılan değişiklik sonrasında eski seriye göre yüzde 31.6 büyüyerek 758.3 milyar YTL'ye yükseldi. 2006 yılındaki kişi başına düşen milli gelir ise yeni hesapla yaklaşık 7 bin 500 dolar dolar dolayında gerçekleşti. Bu yılın ilk dokuz ayında ise milli gelir yeni seriye göre yüzde 5 büyüdü. Anılan dönemde Türkiye 489.3 milyar dolarlık milli gelir yarattı.
TÜİK Başkanı Ömer Demir, 1998 yılı ile 2007 yılı üçüncü dönemi kapsayan 1998 bazlı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güncelleme sonuçlarını düzenlediği toplantı ile açıkladı. Buna göre, 1987 bazlı hesaplamalarla 576.3 milyar YTL çıkan GSYH, 1998 bazlı hesaplama yöntemi ile 758.3 milyar YTL ile yüzde 31.6 daha yüksek çıktı. Dolar cinsinden GSYH 1987 bazlı seride 400 milyar 46 milyon dolar çıkarken, 1998 bazlı yeni seride 526 milyar 429 milyon dolar olarak hesaplandı. Eski seride cari fiyatlarla yüzde 18.3 olan GSYH büyüme oranı yeni seride yüzde 16.9'a düşerken, sabit fiyatlarla yüzde 6.1 olan büyüme oranı yüzde 6,9'a yükseldi.
DOKUZ AYLIK BÜYÜME YÜZDE 5
Yeni seriye göre bu yılın ilk dokuz aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH bazında büyüme oranı yüzde 5 olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre anılan dönemde cari fiyatlarla GSYH yüzde 14.2 büyüyerek 635 milyar 911 milyon YTL, dolar cinsinden yüzde 26 büyüyerek 489 milyar 250 milyon dolar oldu. İlk dokuz ayda milli gelir sabit fiyatlarla ise yüzed 5 büyüyerek 75 milyar 341 milyon YTL düzeyinde gerçekleşti.
KRİZ YILI 2001'DE TÜRKİYE YÜZDE 7.5 DEĞİL YÜZDE 5.7 KÜÇÜLMÜŞ
1987 bazlı seriye göre kriz yılı olan 2001'de sabit fiyatlarla yüzde 7.5 olarak ölçülen milli gelir küçülmesi, yeni seriye göre yüzde 5.7 çıktı. Eski seride yüzde 7.9 olarak hesaplanan 2002 yılı büyüme oranı yeni seriye göre yüzde 6.2 oldu. 2003 yılı büyüme oranı yüzde 5.8'den yüzde 5.3'e düşerken, 2004'ün büyümesi yüzde 8.9'dan yüzde 9.4'e, 2005'in büyüme oranı yüzde 7.4'ten yüzde 8.4'e, 2006'nın büyümesi de yüzde 6.1'den yüzde 6.9'a yükseldi.
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİR 2006'DA 7 BİN 500 DOLARA ÇIKTI
2006 yılında kişi başına milli gelirin ise artan katma değer ve düşen nüfus nedeniyle yaklaşık 7 bin 500 dolar olacağı tahmin edildi. Eskiye seriye göre 2006 yılındaki kişi başına milli gelir 5 bin 480 dolar olarak açıklanmıştı. 2007 yılı kişi başına düşen milli gelir ise yılın tümüne ilişkin büyüme verileri kapsamında 31 Mart'ta açıklanacak.
ENERJİ SEKTÖRÜ YÜZDE 21 KÜÇÜLDÜ
Toplantı sonrasında basının sorularını yanıtlayan TÜİK Başkanı Ömer Demir, revizyon yapmaya devam edeceklerini ifade ederek, hesaplamalarda daha önceden göremedikleri unsurları görmeleri durumunda verileri yeniden değiştirdiklerini söyledi. Vatandaşların milli gelirdeki artışları hissetmemelerinin normal olduğunu kaydeden Demir, açıklanan verilerin Türkiye ortalaması olduğunu, kişinin kazancındaki artışın önem taşıdığını dile getirdi.
“HESAPLAMALARIMIZDA EN UFAK TEREDDÜTÜMÜZ YOK”
Doğru hesap yapmanın önemini vurgulayan Demir, yaptıkları nüfus sayımı sonuçlarının birçok beldenin kapanmasına baz oluşturduğunu belirtti. Yaptıkları ile ilgili en küçük tereddütleri olmadığını belirten Demir, belediyelerin kapanma kararının tamamen kendileri dışında alındığını ifade etti.
"Başka ülkelerde de revizyon yapılıyor mu" sorusu üzerine Demir, Yunanistan, Çin gibi ülkelerde de bu yola gidildiğni söyledi. Türkiye'de birikmiş ihtiyaçların fazla olması nedeniyle revizyonun bu kadar büyük olduğuna işaret eden Demir, revizyonlarda gelirlerin artmasının nedenini ise şöyle açıkladı:
“Genelde hesaplamalarımızı mütevazı yöntemlerle yapıyoruz. Hep ihtiyatlı davranıyorsunuz. Mütevazı olarak davrandığımız için her zaman önümüzde genişletme potansiyeli kalıyor.”
|
|
11 Mart 2008
|
|
2007'de ihracat şampiyonu Ford Otosan
|
|
|
|
|
|
Türkiye otomotiv sektöründe en fazla üretim ve satış yapan şirket ünvanını elinde bulunduran Ford Otosan, 222 bin 395 araç ve 3,4 milyar dolarlık ihracat geliri ile 2007'de Türkiye'nin ihracat şampiyonu oldu.
Ford Otomotiv Sanayi AŞ'den (OTOSAN) yapılan açıklamaya göre, iç pazar satışlarında yüzde 16,8'lik pazar payı ile üst üste altıncı kez lider olan Ford Otosan, 2007 yılında üretimini yüzde 11 artırarak 286 bin 356 adete yükseltti.
Üretimin yüzde 78'ini ihraç ederek yurt dışına 222 bin 395 araç satan şirketin toplam satış hacmi de yüzde 9 artarak yeni bir rekor kırdı ve 325 bin 95 adede ulaştı.
Ford Otosan'ın dün İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na açıkladığı 2007 mali tablolarına göre, toplam net ciro, satış adetlerindeki büyümeye paralel olarak yüzde 11 artışla 7,2 milyar YTL'lik seviyeye yükseldi.
Esas faaliyet karı, bir önceki yıla göre yüzde 14 artarak 648 milyon YTL, vergi öncesi kar da yüzde 6 oranında artışla 657 milyon YTL olarak gerçekleşti. Şirketin 2007 yılı net karı ise ayrılan vergi karşılıklarından sonra 484 milyon YTL olarak açıklandı.
Faaliyetlerini yerli üretici olarak gerçekleştiren Ford Otosan, 2007 yılında Türk Lirası'nın değerlenmesi sonucunda ithal markaların fiyat rekabetini artırmasına rağmen, yüzde 100 kapasite kullanım oranı, maliyet azaltma ve verimlilik artırma çalışmaları neticesinde kar marjlarını korumaya ve ortaklarına yüksek getiri sağlamaya devam etti.
Ford Otosan Genel Müdürü Michael Flewitt, yılın ilk yarısında yaşanan zorluklara rağmen 2007'de pek çok başarıya imza attıklarını belirterek, 2008 yılında üretim ve satış adetlerini daha da artırarak rekorları yukarılara taşımayı ve üst üste yedinci kez pazar lideri olmayı hedeflediklerini kaydetti.
|
16 Mart 2008
|
|
Piyasalardan gelen ilk tepki: Dolar 1.26 YTL
|
|
|
|
|
|
Haftayı Bear Stearns ile ilgili yaşanan olumsuzluk dalgalanarak tamamlayan piyasalarda, AKP'nin kapatılması istemi ile açılan davaya ilk tepkiyi dövizden geldi.
Dolar ve Euro, dün serbest piyasada hızla yükselişe geçti. Yurtdışındaki olumsuz seyir ve içeride de siyasi istikrarsızlık yaşanacağı korkusuyla dolar alımına geçen yatırımcılar eşliğinde dolar serbest piyasada 1.2540 YTL'ye, bankaların internet sitelerinde ise 1.26 YTL'ye yükseldi. Yeni haftaya yurtdışındaki seyir nedeniyle zaten olumsuz başlayacağı konusunda hemfikir olan piyasa uzmanları doların 1.25-1.27 YTL arasında hareket edeceğini söyledi.
BİR KENARA YAZIP TAKİP EDECEK: Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Şu anda siyasi gelişmelerin iç piyasada ayrıca bir sorun yaratacağını düşünmüyorum. Türkiye'nin dışarıdaki kredibilitesi ile ilgili de ayrıca bir sorun yaratmaz" derken, Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu teknik ve hukuki bir süreç. Piyasalar bu gelişmeyi bir kenara yazıp, takip edecektir. ABD'de yaşanan olumsuzluklar nedeniyle zaten kötü bir tablo sergileniyor. Bu olayın tek başına bir olumsuzluk olarak algılanacağını düşünmüyorum. Zaten pazartesi günü kötü bir piyasa bekliyoruz. Çünkü Cuma günü borsalarda büyük düşüşler yaşandı. "
GEÇİCİ TEPKİLER GÖREBİLİRİZ: Anadolubank Genel Müdürü Gökhan Günay de, "davaya ilişkin sonucun ne olacağı net değil" diyerek, şunları söyledi: "Bu dava, bahane olarak kullanılarak yurtdışı fonlar tarafından bono piyasasına satış gelebilir. Bu olumsuzluk yaratır. Yurtdışı olmasaydı piyasalar buna çok tepki vermezdi. Öncelikle para piyasasında satış görebiliriz. Dolar 1.30 YTL'ye çıkabilir. Ama bu seviyeyi aşacağını sanmıyorum."
|
|
17 Mart 2008
|
|
|
|
|
|
Piyasalar hem yurtdışı hem de yurtiçi kaynaklı çifte şokun etkisi ile kötü bir gün geçirdi. Özellikle borsa tarafında çok sert satışlar gelirken, dolardaki yükseliş sınırlı kaldı.
Borsa açılıştan itibaren gelen satışlarla önce 40 binin sonra da 39 binin altına indi. Endeksteki kayıp son 1.5 saate girilirken yüzde 9'a ulaştı. Ancak seans sonuna doğru gelen hafif çaplı alımlar endeksi yeniden 39 binin üzerine taşıdı. Borsa günü yüzde 7.46 kayıpla 39 bin 409 puandan noktalarken, son beş yılın en büyük düşüşünü gerçekleştirdi.
Borsada yaşanan düşüşte global piyasalardaki gelişmeler ve cuma günü Ak Parti'ye açılan kapatma davası etkili oldu. Endeks sert satışlarla sarılırken, uzmanlar, şimdi borsadaki düşüşün nerede duracağını ve hangi seviyelerin kritik olduğunu tartışıyor.
Piyasadaki genel eğilim 38 bin-38 bin 500 bandının önemli bir destek olduğu yönünde. Borsanın bu seviyelerde önemli bir tepki ile karşılaşabileceğini belirten uzmanlar, yurtdışında havanın düzelmesi ile içeride de havanın dönebileceğini belirtiyor. Ancak yurtdışındaki tedirginliklerin devamı ve borsalardaki düşüşün sürmesi halinde ise, içeride siyasi belirsizliğin de etkisiyle borsanın 36 binlere kadar gerileyebileceği ifade ediliyor.
Eczacıbaşı Menkul Değerler analisti Banu Kaya, borsada satış baskısının devam edebileceğini kaydetti. "Borsa 38 bin 600 ve ardından 38 bin 200 desteğine kadar gerileyebilir" diyen Kaya, biraz daha orta vadede ise 36 bin desteğine kadar gerilemenin olası göründüğüne dikkat çekti.
Yapı Kredi Yatırım analisti Hüseyin Taş, borsada 40 bin 900'ün kırılmasının olumsuz algılandığını söyledi. Taş, İMKB'deki düşüşün endeksi 38 bin 500'e kadar indirebileceğine işaret etti.
Alternatif Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, borsada 40 bin seviyelerinin destek olmasını beklediğini, ancak sonraki süreci yine yurtdışındaki gelişmelerin belirleyeceğini kaydetti.
Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise biraz daha negatif. Uskuay, borsada 41 bin kritik destek kırılması ile yaşanan düşüşün orta vadeye yayılacağını belirtti.
DOLARDA KRİTİK SEVİYE
ABD para birimi dolar bugün içeride üst seviyeleri zorladı, ancak hareket kısıtlı kaldı.
Sabah açılışta 1.27'nin üzerine çıkan ancak sonrasında 1.26-1.27 bandında dengelenen dolar için mevcut seviyeler son derece kritik. Uzmanlar, doların 1.27'nin üzerinde tutunması halinde önce 1.30'u, ardından 1.32'yi deneyebileceğini düşünüyor.
Doların hareketinde yabancı yatırımcıların tutumunun yanında yerli yatırımcılar da önemli rol oynuyor. Dolara gelen yabancı alışları yerliler tarafından satışla karşılanırken, bu durum kurlarda sert bir hareket yaşanmasını engelliyor.
Finans Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Ali Ağaoğlu, kurların 1.2650 seviyesini kararlı bir şekilde aşılması durumunda 1.2825 ve ardından 1.3380 seviyelerinin görülebileceğini ifade etti.
|
|
20 Mart 2008
|
|
Kredi kartı faiz oranı YTL'de düşürüldü
|
|
|
|
|
|
Kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları YTL'de düşürülürken, dolarda yükseltildi.
Kredi kartı aylık azami akdi faiz oranı YTL'de yüzde 4.93'ten, yüzde 4.54'e indirildi, dolarda yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a yükseltildi, euroda ise oran değiştirilmedi.
Merkez Bankası'nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğde yaptığı değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, aylık azami akdi faiz oranı YTL için yüzde 4.93'ten yüzde 4.54'e düşürüldü. Dolarda ise aylık azami akdi faiz oranı yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a çıkarılırken, euroda ise yüzde 2.30 ile sabit kaldı.
Aylık azami gecikme faiz oranı da YTL'de yüzde 5.68'den 5.29'a düşürülürken, dolar için ise yüzde 2.99'dan 3.12'ye yükseltildi. Euro için ise 2.86 olan azami faiz oranı değişmedi. Yeni oranlar 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
|
21 Mart 2008
|
|
Yüksek doları gören satışa geçti
|
|
|
|
|
|
Dolarda geçtiğimiz haftalarda yaşanan yükseliş yerli yatırımcıya yaradı.
Doların yüzde 4,4 oranında değer kazandığı 29 Şubat-7 Mart tarihleri arasında, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatlarında 1.8 milyar doların üzerinde çözülme yaşandı.
Toplam yurt içi döviz mevduatı da 94 milyar 659 milyon dolara geriledi.
Toplam yurt içi döviz mevduatı, son haftadaki çözülme ile 2007 sonundaki düzeyinin 1 milyar 700 milyon dolar altında gerçekleşti. Yurt içi yerleşiklerin döviz hesapları 2007 sonu itibariyle 96 milyar 369 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu.
|
22 Mart 2008
|
|
Arçelik buzdolabını tek motorla yediye böldü, 'dünyada ilk' oldu
|
|
|
|
|
|
Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı.
Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC)-Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni sistemle, bir mutfakta 7 parçaya ayırdığı buzdolabını, tek kompresörle çalıştırdı. Bu sistemle, mutfaktaki bazı çekmeceler derin dondurucuya dönüştü.
KOÇ Holding'in amiral gemisi Arçelik, dünya patent ligine giren tek Türk şirketi olmasının ardından, şimdi de "dünyada ilk" olacak bir ürüne imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC): Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni teknolojiyle, bir buzdolabını tek motorla yedi parçaya kadar ayırdı. Bu teknolojiyle mutfaktaki çekmecelerin bazıları ayrı buzdolabı haline dönüştü. Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bugüne kadar tarif edilmemiş bir ürün ortaya çıkardık. 3 yıllık araştırma ve çalışmayla ortaya çıkan ürünümüz, ankastre mutfaklarda öne çıkacak" dedi.
SESSİZ VE TASARRUFLU: Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Buzdolabı"nın Koç Holding bünyesinde oluşturulan "yaratıcı ekip"in fikri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Divide&Cool'da (DAC) bulunan VCC komresör, eşdeğer 3 ayrı kompresörün gürültüsüne oranla çok daha düşük ses düzeyine sahip. Ayrıca normal buzdolabı kompresörlerine oranla yüzde 30 daha az enerji tüketiyor. Her soğutma ünitesinin bağımsız çalışmasıyla kapak açıldığında yaşanan ısı kaybı da minimuma iniyor. Isı ve gürültü yayan kompresör mutfağın, hatta evin dışına taşınarak mutfağın iklimini ve sessizliğini de koruyor."

DONDURUCU ÇEKMECE: Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladıkları yeni ürünlerinin tek kompresörden beslenen çeşitli ebatlarda bağımsız kabinlerden oluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Kompresörün yer aldığı tek bir dış üniteye bağlanan soğutma kabinleri, birbirinden bağımsız olarak mutfakta istenilen yerlere montaj edilebiliyor. Bu soğutucuda ayrı parça sayısı 7'ye kadar çıkabiliyor. İstenildiğinde bir çekmece derin dondurucu, bir dolap kapağının arkasında ise soğutucu olabiliyor. Bunların hepsi, no-frost soğutma sistemi teknolojisine sahip bulunuyor."
ŞARAP DOLABI DA VAR: Bugüne kadar şarap dolabı üretimine girmeyen Arçelik, yeni sistemin parçaları arasına şarap dolabı da koydu. Aka Gündüz
Özdemir, söz konusu şarap dolabıyla da bir ilki gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, şunları dile getirdi: "DAC soğutma kabinleri arasında yer alan şarap soğutucusu, 'titreşimsiz' olması özelliğinden dolayı 'dünyada ilk ve tek' özelliğini taşıyor. Ultraviyole korumalı cam kapaklı, aktif karbon filtre, nem filtresi ve hızlı soğutma özelliğiyle bu soğutucu, şarap için gerekli en uygun şartları sağlayarak, bir anlamda kişiye özel mahzen oluşturuyor."
BİZİMKİNİN MOTORU DIŞARIDA: Aka Gündüz Özdemir, "Yeni geliştirdiğiniz soğutma teknolojisinde mutfaktaki iki çekmece buzdolabına dönüşmüş. Daha önce çekmece şeklinde buzdolabı yapan yok muydu?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Daha önce mutfak çekmecelerini buzdolabına dönüştürmüş olanlar vardı. Bizim ürünün farkı, tek kompresörle 7'ye kadar varan ayrı parçayı çalıştırmak. Oysa önceki sistemlerde her soğutma biriminin kendine özgü kompresörü var ve önemli yer kaybı da yaratıyor."
Almanya pazarından umutluyuz
AKA Gündüz Özdemir, Avrupa'daki bir veya iki ankastre mutfak şirketiyle anlaşmayı planladıklarını ifade ederek, "Ankastre mutfak kullanımında Avrupa'da en çok Almanya öne çıkıyor. Dolayısıyla Almanya'da bir firmayla münhasırlık anlaşması yapabiliriz. Bu konuda ikinci öncelikli pazar İngiltere gibi görünüyor. Sonra İtalya, ardından da Fransa geliyor" dedi. Özdemir, Türkiye'de de bu ürünü almak isteyenlerin isterlerse ankastre mutfakçılarla ya da Arçelik bayileriyle görüşebileceklerini bildirdi.
Parçaları 24 metrekarelik alan içinde dağıtmak mümkün
ARÇELİK Ar-Ge Direktörü Cemil İnan, "7 parçaya kadar ayrılabilen yeni sistem soğutucunuzun parçaların bir veya ikisini mutfakta değil de bir başka odada bulundurmak mümkün mü?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Kompresör, 24 metrekarelik alana kadar söz konusu 7 parçayı çalıştırabiliyor. 24 metrekarelik alanın dışında olmamak kaydıyla, örneğin şarap dolabını mutfağa değil de bir başka odaya koymak mümkün."
Fiyatı 4 bin 500 YTL'den başlıyor
ARÇELİK Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" (DAC) ürünlerinin fiyatının 4 bin 500 YTL ile 6 bin 500 YTL arasında değişeceğini belirterek, "Fiyatın değişmesi, seçilen kombinasyonlara bağlı" dedi.
Dünyada 280 milyon evde Arçelik var
KOÇ Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, Arçelik'in yurt dışı satışlarınını iki ay sonunda geçen yıla göre yüzde 10 büyüme kaydettiğini belirterek, "Bu son derece memnun edici bir durumdur. Dolayısıyla bu yılın gelecek zamanları için biraz daha fazla ümitli olabiliyoruz" dedi. Özdemir, dünyada 100'ü aşkın ülkede 280 milyon evin Arçelik ürünü kullandığını vurguladı.
20 yıllık patent
ARÇELİK, "dünyada ilk" diye dünden itibaren pazara sunduğu Bölünebilir Soğutma Teknolojisi (DAC) için 20 yıllık patent aldı. Böylece, bu süre içinde rakiplerinin aynı ürünü kopya etmelerinin önüne geçti.
|
|
24 Mart 2008
|
|
Bankalar bu yıl 20 bin kişi alacak
|
|
|
|
|
|
Son yıllarda özellikle müşteri odaklı çalışmalarıyla dikkat çeken, dünyadaki finansal piyasalarda yaşanan krize rağmen şubeleşme ve istihdam atağına devam eden bankalar, Türkiye'de bu yıl 20 bine yakın personeli işe almayı planlıyor.
|
|
27 Mart 2008
|
|
Tapunun kralı İstanbul oldu
|
|
|
|
|
|
Ekonomi ve siyaset alanında yaşanan dalgalanmalar yüzünden 2007 yılında tüm Türkiye'de alım, satım, miras taksimi, bağış, kamulaştırma gibi yöntemlerle el değiştiren konut sayısı 868 bin adet birden düşerken, İstanbul'da yüzde 20 artış yaşandı.
Tapu kayıtlarına göre İstanbul'da 362 bin 400 olan el değiştiren konut sayısı, geçtiğimiz yılın sonunda 453 bine ulaştı. Buna karşın, Türkiye genelinde 2006 yılında 3 milyon 773 bin adetle rekor düzeye ulaşan el değiştiren konut sayısı, yüzde 23'lük düşüşle 2 milyon 905 bine geriledi..
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|